Başarının formülü - 2.bölüm
Gönderen
Murat TURAN
zaman:
Cuma, Kasım 08, 2013
İlk yazıda özetle; iş yerinde başarının ilk bölümünün, kendi yetenek ve isteklerinizle işletmenizin ihtiyaç ve doğrultusunun benzeşmesi olduğunu söylemiştik.
Bu eşleşmenin sağlanmasının önünde birçok engel olduğunu biliyorum. Ama eğer iş yaşamınızda mutsuz veya başarısızsanız, ya da daha mutlu ve başarılı olmak istiyorsanız "benim katkım ne olmalı" sorusunu sormak ve işletmenin mevcut ihtiyaçları ve imkanları konusunda farkındalığınızı arttırmak zorundasınız.
"Katkım ne olmalı" sorusu aynı zamanda elinizdeki işe farklı bir bakışla bakmanız, bir katkı ve fark yaratmaya odaklanmanız ve sürekli iyileştirmenin de önünü açmanız demek.
İşin ikinci kısmına ben 3 boyutlu yönetim diyorum. Aslında çok basit olan bu anlayış biçiminin her boyutu için cilt cilt kitaplar bulabilirsiniz. "Yabancı dil bilmek" başlıklı yazımda önemli bir kısmından zaten bahsetmiştim. Burada toparlayıp tekrar değinelim:
Hepimiz hayatta bir ilişkiler yumağının içinde bulunuyoruz ve bizim tarafımızdan yönetilen ve yönlendirilenler, bizi yöneten ve yönlendirenler ve kendimiz olmak üzere 3 yönetim boyutu ile kesintisiz iletişim halindeyiz. Kişisel başarı ve mutluluğun bana göre en önemli ilkesi bu üç boyutu doğru düzgün yönetmekte yatıyor.
Hayatın ilk yılları mecburen kişilik oluşumu ve kendini tanıma ile geçiyor. O yıllarda henüz sorumluluğumuz altında bizden başka birisi olmadığından üç boyutun sadece birisi ile, onunla da sınırlı olarak muhatabız. Bu yılların verimli şekilde kullanılabilmesi kişinin neye yeteneğinin olduğunu, ne konuda çalışmaktan zevk aldığını belirlemesinde yatıyor. Bu aşama geçilmeli ki bir önceki adımda kendi yeteneklerinizle işletme ihtiyaçlarını eşleştirebilelim. Kendini tanımadan, iş yapma ve öğrenme şeklini bilmeden hayatına devam eden büyük çoğunluk aslında geniş bir okyanusta tamamen akıntılara göre yüzüyor demektir. İdeal olan bunu zaten çoktan çözmüş olmanız olsa da bu konuda yaşınız ne olursa olsun yapılacaklar var. İşe güvenilir ve detaylı bir kişilik testiyle başlayabilirsiniz örneğin. Bu konuda en güvenilir olan iki testin linklerini yazının altında bulabilirsiniz. Kişinin kendinin farkında olması işin ilk adımı olsa da ne yeteneklerinizin, ne algınızın ne de tarzınızın hayat boyu değişmeden kalacağı yanılgısına düşmeyin. Öğrenme ve gelişim yaşam içerisinde bir saniye bile ara vermeden devam ediyor.
İkinci boyut sizinle birlikte ya da sizin yönetiminizde çalışanların yönetilmesi. "Yönetilmesi" dediğimde lütfen sadece müdürlük taslamayı, talimatlar verme ve iş beklemeyi anlamayın. Yönetim kelimesinin kökü "yön" ve bu kökten türeyen yönetmek; yönü, doğrultuyu tayin etmek, doğruya kılavuzluk etmek alt anlamlarını da içeriyor. Yön köküne eklenen "et" harfleri kelimeye yönü tayin ettikten sonra eyleme geçmek o yönde hareket etmek anlamını da katıyor. İşletme içerisinde ilk yazıda belirtildiği gibi katkınızı ve yapacaklarınızı belirlediyseniz bunu yapmanız esnasında yanınızda olacakları ya da sizinle birlikte çalışarak size yardımcı olacakları da aynı odağa getirmelisiniz. Onların size köstek olmamaları, gerçekleştirmek istedikleriniz önünde bir engel değil itici güç olmalarını sağlamak bu boyutu iyi "yönetmek" demek. Bir çok çalışan kendileri için doğruyu bildiklerini ve bu ikinci boyuta ihtiyaçları olmadığını düşünür. Ancak burada belirttiğim şekli ile sizinle birlikte olanları "yönetmek" iş yerinde başarınız için kritik önemdedir.
Üçüncü boyut aslında temel görevi sizi yönetmek olan üst kademeyi yönetmektir. Bu şekilde yazınca bir ironi gibi gözükse de bunun ne kadar önemli ve zor olduğu zaman içerisinde üst yönetime doğru terfi imkanı bulan kişilerce daha iyi anlaşılacaktır. Çünkü yönetim kademesinin üst basamakları çok daha az teknik bilgi, çok daha fazla bürokrasi ve politiklik gerektirir.
"Müdür", "Genel Müdür" ya da "Patron" bir ünvan, mevkii ya da işlev değildir. Çoğumuzun algısı tersine olsa da bu ünvan sahipleri de birer bireydir ve kendi anlama şekilleri, öğrenme şekilleri ve çalışma tarzları vardır. Dolayısı ile kendi istedikleri tarzda çalışma hakları da vardır. Onlarla birlikte çalışanlara düşen ise bunu anlamak ve ona göre davranmaktır o kadar.
Peter Drucker HBR dergisinde yayınlanan bir makalesinde bu konuda şöyle bir örnek veriyor:
" ..... Etkin olmak için çalışma arkadaşlarınızın güçlerini, performans tarzlarını ve değerlerini bilmek zorundasınız.
Bu çok aşikar gelebilir ama gerçekte çok az insan buna dikkat eder. Tipik olan, bir önceki patronu "okur" olduğu için ilk görevinde raporlar yazması öğretilen insandır. Sonraki patronu "dinleyici" olsa bile, kişi sonuç üretmeyen raporlar yazmayı sürdürür. Patron çalışanının aptal, yetersiz ve tembel olduğunu düşünecek ve çalışan da başarısız olacaktır. Ama eğer bu çalışan yalnızca yeni patronuna bakıp bu patronun çalışma şeklini öğrenebilseydi, bu durum önlenebilirdi."
Gördünüz mü? Sadece birlikte çalıştığınız kişinin çalışma şeklini anlayamamak bile sizi mutlak bir mutsuzluğa götürebilir. Yukarıdaki örnekte büyük ihtimalle çalışan da patronunun aptal ve anlayışsız olduğunu ve değerini anlamadığını düşünüyordur.
"Okur" tipi yöneticiler, "dinleyici" tipi yöneticilerden kasıt sanırım aşikar, ama bu konuyu daha sonra detaylı inceleyebiliriz. Üçüncü boyut için ana mesaj; sizin yöneticiniz konumunda çalışanların algı şekillerini ve çalışma mantıklarını anlamanızın onları yönetmenizin tek yolu olduğu gerçeğini anlatmaktır.
Kimya derslerinde her sorunun başına yazılan bir "NŞA" ifadesi vardı. Normal şartlar altında demek olan bu ifade belli bir sıcaklık ve basıncın soruda dikkate alınacağını anlatırdı. Bizim işyerinde başarı ve mutluluk tanımızda da "İdeal şartlar altında"; eğer yöneticinizi anladıysanız, birlikte çalıştıklarınızı yönetmeyi öğrendiyseniz, kendinizi tanımak kısmını da halletmişseniz %50 mutlu ve başarılı, bir de bunlara mevcut istek ve yeteneklerinizle iş yerinizin imkan ve isteklerini eşleştirmeyi ekleyebilmişseniz %100 başarılı ve mutlu olacaksınız demektir.
Kişilik envanterleri:
http://www.thomasturkiye.com/
http://www.dbe.com.tr/tr-TR/Content/Default.aspx
Klasik Drucker Kitabı, Optimist Yayınları, Sayfa 17.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder