![]() |
Resim :http://technotuesday.com |
Bilgi çağı.
Herşeyin çok kolay ulaşıldığı ve çok hızlı tüketildiği, teknolojinin altın dönemi. Cep telefonu, sosyal medya, tüpsüz televizyonlar, bilgisayarlar ve oyun konsolları diğer binlerce yandaşlarıyla birlikte hepimizin hayatını kapladı çoktan. Bu durumun ne kadar iyi ve harika olduğu, teknolojinin ne kadar hızlı ve büyüleyici şekilde geliştiği ile ilgili birçok şey yazabiliriz. Ama madalyonun bir de arka yüzü var!
Ey insanlık, biz nereye doğru gidiyoruz?
Yapılan araştırmalar ve elde edilen sayılar iç karartıcı. 2000 yılından itibaren hem Amerika'da hem de İngiltere'de maaşlar ve üretim birbirinden ayrılmış. Ekonomi büyümeye devam etmiş ancak orta gelir seviyesi bundan hiç nasibini alamamış. Aynı dönemde sadece İngiltere'de 360.000 tek kişilik girişimci iş kurulmuş. İşin bir de teknoloji devleri kısmı var. Google, Samsung, Apple gibi firmalar inanılmaz büyüklükteki sermayeyi yönetiyor artık. Ancak örneğin Apple'ın piyasa değeri Ford markasının çok üzerinde; buna rağmen Apple dünya çapında son kullanıcı dükkanları da dahil 80.000 kişi çalıştırırken Ford 700.000 kişiye iş sağlıyor. Dünyanın en değerli markası olan Apple sadece 80.000 seçkin insana gelir sağlıyor kısacası. Teknoloji devleri baş döndürücü bir hızla büyümelerine rağmen, ancak onlarla çalışabilecek nitelikte olan çok az sayıda insana isdihdam sağlıyor ve diğer işler için gerekli iş gücünü bedava temin ediyorlar. Ücretsiz yarattıkları yazılımlar hem birçok test ve geliştirme işinin hem de kullanıcılar hakkında çok değerli olan verilerin kendilerine bedava ve gönüllü olarak akmasını sağlıyor.
Teknolojinin baş döndürücü hızından birkaç örnek sıralayalım:
- 1986 yılından beri veri transferindeki bant genişliği 256 kat arttırıldı
- 1986 yılında 2,6 Exabyte (1 milyon Gb) olan dünyadaki veri miktarı bugün 295 Exabyte'a çıkmış durumda
- "Uygulama patlaması" - 1940 yılında IBM 360 bilgisayarında kullanılabilen 244 uygulama vardı. Bugün sadece Android için 1 milyarın üzerinde uygulama var
- 800$ fiyatı olan tek bir Samsung Galaxy S4 telefonu, 1973 yılında toplam değeri 33 Milyon dolar olan 375 IBM3340 bilgisayarı ile aynı işlem gücüne sahip
"Şimdi sorulması gereken soru şu: orta sınıfın giderek fakirleştiği ve çok sınırlı insanın zenginleştiği bir düzen sürdürülebilir midir? Yoksa gelir piramidi, en alt basamağını mahvederek yıkılmaya mı gidecektir? "
Tüm bunlara bir de giderek artan robotlaşmayı eklememiz gerekir. Her geçen gün gelişen robot teknolojisi çok az iş arzı yaratıp çok fazla işi yok ediyor. Suşi şefi, güvenlik görevlisi, cerrah ve iş görüşmelerini yapan insan kaynakları memurlarının robotlaştığını düşünün ki bunlar gelecek senaryosu değil, bugünün gerçekleri. Robotların giderek daha da fazla insan işini ele geçireceği ve daha fazla sayıda insanın sıkıntılı duruma düşeceği muhakkak. Teknolojik gelişmeler yok ettikleri kadar yeni iş olanağı ortaya çıkarsalar bile bu işler toplumun yine çok az bir kesiminin doldurabileceği işler olacaktır. O nedenle çocuklarınızı şimdiden bunu düşünerek yetiştirmenizde büyük fayda var.
Bu bilgiler ışığında gelişmiş ülkelerin iş gücü dağılımlarına bir bakalım:
Amerika'da toplam işgücünün %81'i artık teknoloji ve hizmet sektöründe. Endüstri %17, tarım ise %2'ye gerilemiş. Aynı ağırlıklar Almanya ve Japonya'da da var. Demek ki, gelişmiş ekonomi daha çok beyin gücü ve hizmet, daha az tarım ve endüstri demek. Toplam ekonomik büyüklük ve toplam zenginlik tüm dünyada artsa da bu zenginliğin dağılımı daha az insan arasında paylaşılmaya devam ediyor. Ekonomi araştırmaları 2009 yılında durgunluk döneminden çıkan Amerikan ekonomisinde orta sınıfın gelirlerinin 2007 seviyesinin hala altında olduğunu, buna rağmen en çok kazanan %10'luk kesimin gelirlerini arttırdığını gösteriyor.
Yazının en altında bana bu yazıda ilham veren ve kaynak sağlayan yazılara gönderme yapacağım. Ancak bu noktada o yazılardan birinden alıntı yapmak istiyorum :
"The trouble is, we can’t get there from here, not without wholesale changes. Machines will reduce labor, yes, great: but equally, across all of society? You must be joking. If technology cuts the demand for labor by 25%, then laborers will earn 25% less, or 25% of them will become unemployed, while all the benefits go to those who own and/or built/wrote that technology. That’s capitalism."
İngilizce bilmeyenler için özetleyeyim: "Eğer teknoloji mevcut işlerin %25'ini yapar duruma gelirse ya işçiler %25 daha az kazanacak ya da %25'i işsiz kalacaktır. Tüm kar ve fayda da o teknolojiyi ya da makineleri yapanların/sahip olanların cebine gidecektir. Kapitalizm budur."
Gelir adaletsizliği, çok zengin azınlık gibi konular dünyanın gündemine yeni girmedi. Ezelden beridir tam adaletli bir gelir dağılımına hiç sahip olmadı bu dünya. Ancak bu kez işler biraz daha farklı. Teknoloji, yazılım dünyası öngörülemez bir hızda ve iştahla büyüyor ve bu sektör dünyadaki insanların %90'ı için çok yabancı ve çok karmaşık. Bazı görüşler bunun bir alt sınıf isyanına doğru gideceği öngörüsünde bulunuyor. Gelecek herkes için iyi gelmeyecek yani. Gelir sınıfları arasındaki makasın giderek artması ve alt sınıfın hem gelirlerinin düşüp hem de oranlarının fazlalaşması öyle ya da böyle sosyal sorunları da beraberinde getirecektir.
Ülkem için ufka baktığımda, daha önce birçok yazıda belirttiğim gibi, Ar-Ge siz, teknolojisiz üretim ve montaj işçiliği için uzakta kara bulutlar görünüyor. Bu kaos ve düzensizliğin içinde, her zaman olduğu gibi dünya yine yeni bir denge bulacaktır. Ancak geleceğin kokusunu şimdiden almanız denge bulunduğunda terazinin ne tarafında olacağınızı belirleyebilir...
* Yazının çıkış noktası Sir. Michael Moritz'in Techcrunch için yaptığı konuşmadır. Konuşmaya buradan ulaşabilirsiniz.
Yazının kalan kısmındaki yorumlar ve veriler aşağıdaki iki siteden alıntıdır. İncelemenizi öneririm :
http://techcrunch.com/2013/08/24/jobs-robots-capitalism-inequality-and-you/
http://www.fastcompany.com/3015420/leadership-now/are-robots-going-to-kill-your-next-job-or-create-it/
Grafik : Towers Watson Araştırması : "Jobs and skills in 21th century"
http://www.towerswatson.com/en/Insights/Knowledge-Central/
0 yorum:
Yorum Gönder