Üretim başka yere benzemez!!!

Çok sevdiğim insan rahmetli Peter Drucker bir yazısında* sanayi tarihinden bahsediyor ve Taylor'la başlayan standartlaştırma çalışmalarına değiniyordu. Taylor teorilerinden sonra çok eleştiri aldı. Özellikle de o dönemler çok güçlü olan sendika temsilcilerinden. Çünkü o zamanlar özellikle üretim alanında bir iş; ancak ustadan çırağa aktarılabilen, kendi içerisinde gizli ve mistik püf noktaları olan ve ancak ustanın yapabileceği bir şeydi. Taylor ise işlerin standart parçalara ayrılabileceğini, herkesçe yapılabilir kılınabileceğini söylüyordu. İşçiler için ellerindeki en önemli kozun alınması karşısında sessiz kalmak mümkün olamazdı. O yüzden o zamanki tepkiler ve eleştirilerin gayet doğal olduğunu belirtiyor Drucker.

Aradan uzun zaman geçti ve özellikle seri üretimde ustalık payı artık eser miktarda kaldı. En büyük üreticiler rahatlıkla üretimlerini Amerika'dan Çin'e taşıdılar. Oradaki işçileri eğiterek, standartlar üzerinde çalışarak önemli verimlilik aşamaları kaydedildi. Biz de hala hem o eski standartlaşma öğretilerini dinlemeye hem de, eser miktarda da kalsa, o eski usta - çırak ruhunun ve işçilerin ustalık ve özgünlük iddia çabasının gölgelerini hissetmeye devam ediyoruz.

Daha önceki bir yazımda artık bırakın seri işleri, teorik teknik bilgiler için bile bir uzman bulma ihtiyacı olmadığını, artık tüm bilginin talep eden ve aramasını bilenler için ayan beyan ortada olduğunu söylemiştim.  Teknoloji çağının hayatımıza getirdiği yeni gerçeklerden birisi bu. Artık bilgiyi tekelleştirmek, saklamak ya da kendinde toplamak çok zor. Giderek de anlamsızlaşacak.

Buraya kadar hemen herkesin bildiği, bizzat yaşadığı ve gördüğü temel gerçeklerden bahsettik. Ancak bu gerçekler bazı yanlış anlamalara ve hatalı kararlara da yol açabiliyor. Özellikle üretimde pek bulunmamış, tiyatrocuların tabiriyle sahne tozu yutmamış olanlar üretim işlerini diğer departmanların görece daha standartlaşmış ve derin uzmanlık gerektirmeyen işleriyle karıştırabiliyorlar. Çok fazla aday mühendisin olması ve yukarıda bahsettiğim güncel gerçekler yöneticilerde üretim ekibini rahatlıkla değiştirebilecekleri ya da kim gelirse gelsin yapabileceği gibi yanlış izlenimlere yol açabiliyor.

Bunu kişisel övgü ve böbürlenme için yazmıyorum. Ben bilgi tekelleştirmeye ve vazgeçilmez adam olmaya gönülden karşıyım zaten. Ancak bu yanlış kararları meslek hayatımda birkaç kez gördüm. Yöneticilerin karar verirken üretimi diğer bölümlerden biraz ayrı tutması gerekir. Çünkü her ne kadar işler belirli ve standartlaşmış olsa da, her ne kadar Taylor haklı çıksa ve eski ustalık değerini yitirse de üretim içerisinde oluşacak problemleri çözmek, çatışmaları engellemek ve işi yürür vaziyette tutmak hala biraz derinlik ve uzmanlık gerektiriyor.

İşler seri olarak sıkıntısız gittiği sürece pek anlaşılmayan bu durum, atölyede işler sarpa sardığında, projeler bir türlü devreye alınamadığında ya da örneğin akla gelen herşeye bakıldığı halde bir paralellik problemi aylardır bir türlü çözülemediğinde bir anda kafalara dank edebilir. Kalite bölümü parçaları ölçer ve size raporla ölçü dışı noktaları belirtir. Belirtir de, onlar tekrar nasıl toleransa girecek, bir ölçüyü sokarken diğeri kaçarsa ne yapılacak bunu kimse size söylemez. Genel müdür "Hadi artık, hala çözemediniz mi problemi?" diye sorduğunda kem küm etmemek hala biraz bilgi ve tecrübe gerektirir.

O yüzden, başka departmandakilerin işleri ve sorumlulukları konusunda en ufak bir küçümsememiz olamaz ama üretimde işler farklıdır. Her türden ve değişik eğitim ve kültürden operatörlerle çalışmak, onlarda hem saygı hem de sevgi oluşturmak ve yazılı olmayan bir örgüt kültürü içerisinde üretim işini devam ettirmek okullarda öğrenebileceğiniz türden bilgiler değil henüz. Pek de olmayacak gibi.

Sevdiğim bir ustam bir zamanlar "Üretimde çalışmak akıllı insanın yapacağı iş değildir" demişti. Hayat bana ne kadar haklı olduğunu defalarca gösterdi. Bazen tamamen çözümsüz olduğunu düşündüğüm ama ekiple bir şekilde çözdüğümüz problemler gördüm. Bazen asla yetişemez dediğimiz işleri yetiştirdik, bazen çok basit hatalardan elimize yüzümüze bulaştırdık.

Teknolojinin gelişimi ve bilgi çağına inat, üretim içi ustalık hala hayatta. Tamam eskisi gibi değil ama yine de kolaylıkla söyleyebilirim ki; üretim başka yere benzemez!!!

*Peter Drucker'ın ilgili yazısı Optimist yayınlarının "Klasik Drucker" kitabındadır.

0 yorum:

Yorum Gönder

Paylaşın

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

S3