Hakkımda kim, ne demiş?



Yoruldum.

Küçük insanların küçük hesaplarından, aslında katıksız cahil olduğu halde herşeyi bilip öngörebildiğini zannedenlerden yoruldum.

Sözleri ile eylemleri zıt olanlardan. İnsanların ağızdan çıkana değil yürekten gelene inandıklarını bir türlü anlamayanlardan yoruldum.

Kimin ne olduğunu sınandığında anlıyorsunuz. Buna kendiniz de dahilsiniz. İşte o yüzden Kur'an'da "İnsanlar, inandık demeleriyle kendi hallerine bırakılacaklarını ve hiçbir imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar! / Ankebut - 2" yazıyor, "Her canlı, ölümü tadacaktır. Biz bir imtihan olarak sizi şer ile de hayır ile de deniyoruz. Sonunda bize döndürüleceksiniz. / Enbiya - 35" diyor yüce kitap.

Aslında yıllardır kendime arkamdan konuşanlara takmıyorum diyorum. Arkamdan konuşanlar, hatta işi utanmadan iftira atmaya kadar götürenlere kızmayıp Allah'a havale ederim diyorum ama, iş uygulamaya gelince, yine de moralim bozuluyor. Canım sıkılıyor. İçim bir hınç ve intikam isteğiyle doluyor. Sonra bende o hisle boğuşuyorum.

Salaklar, Uyanıklar ve Kurallar


Hepimiz yönetimin bazı kurallar ve düzenlemeler getirmeden yapılamayacağını biliyoruz.

İş yerinde de, evde de işlerin daha iyi yürümesi için bazı kurallar ve kısıtlamalar listesinin içinde yaşamak zorundayız. Ancak kuralların konulma amacı bazen o kadar saçma oluyor ki bunlara uyulmasını beklemek ahmaklığa giriyor. Bu tip kural örneklerinden devlet kurumlarında bolca var.

Bazı kurallar ve düzenlemeler de o kadar yanlış ve sığ görüşlerle yorumlanıyor ve uygulanıyor ki; konulma amacı ne kadar isabetli ve iyi niyetli olsa da sonucu sinirli insanlar ya da lüzumsuz bürokrasi olabiliyor.

Tüm bunların önüne geçmenin tek bir yolu var. Bu kural ve düzenlemeleri belirli zamanlarda gözden geçirmek. Bunları bir tanrı buyruğuymuş gibi sorgulamadan nesilden nesile geçirmek yerine akıl ve mantık süzgecinde yeniden süzüp her seferinde iyileştirmek.

Danışmanlık Mesleği


Danışmanlık günümüzün gözde mesleklerinden bir tanesi.

Genellikle sınırları ve içeriği de oldukça belirsiz ve bu durum, hem danışmanlara birçok geniş alan bırakıyor, hem de danışmanlıkla ilgili bir sürü esprinin kaynağını oluşturuyor. Danışmanlığı, bir konuda sadece ahkam kesmek ve tavsiyelerde bulunmak ancak fiilen hiçbirşey yapmamak olarak görenlerin sayısı da hiç az değil.

Bazı noktalarda yönetsel danışmanlık hizmetlerinden yararlanmak çok gerekli ve önemli olabilir. Çünkü hiç kimse herşeyi bilemez ve her konuda uzman olamaz. Ancak birkaç sığ teori ve kuramı alıp süsleyip püslemek ve gerçekte hiçbir reel sonuç üretmeyen, sonucu tamamen muallak olan öğretiler ve tavsiyeler vermek ve bundan ciddi paralar kazanmak da artık başlı başına bir sektör.

İlerleyen yaşımda bana da nasip olur inşallah :)

Aşağıdaki fıkra herşeyden daha iyi özetleyecektir konuyu:

Kitle ve Şiddet İlişkisi


En son yazdığım iki blog yazısını ard arda okuyunca, aslında tamamen farklı konularda olsalar da, bir noktada iç içe geçtiklerini fark ettim.

Öncelikle sentez yapacağım iki yazıyı okumayanlar ve merak edenler için bir kolaylık yapalım:

İlk Yazı : Etki ve Tepki Meselesi
İkinci Yazı . Kitleleri anlamak

Kitle hareketlerini anlamaya ve yorumlamaya çalışırken farkettim ki; kitle halinde insanlar çok iyi işler de çok vahşi işler de yapabiliyorlar. Ancak konuyla ilgilenen tüm araştırmacıların birleştiği nokta, her nedense, genellikle davranış şekilllerinin "kötü" ya da vahşice olduğu yönünde. Birbirini parçalamaya hazır taraftar gruplarının durumundan bahsediyorum. Ya da aslında eğitimin ücretsiz olması için toplanan ama eylemin sonunda kendini, farkında bile olmadan, arabaların camlarını patlatıp dükkanları yakarken bulanlardan.

Peki ama neden?

Kitleleri Anlamak






Bir şekilde yönetim işinin içindeyseniz birden daha fazla sayıda insanın oluşturduğu bir küme ile uğraşıyorsunuz demektir. Sosyoloji biliminin bir dalı, insanların bireysel tepkileri ile toplu tepkileri arasındaki derin uçurumu ve bunun dinamiklerini anlamaya odaklanmıştır ve derinine inerseniz sonuçlar sizin için de çok şaşırtıcı olabilir.

Evrenin yaratılmasındaki en muhteşem şey bence zerre ile küll’ün birebir aynı olmasıdır. Yani devasa galaksilerle bir atomun iç yapısı aynı şekilde çalışır. Zerreyi çözerseniz bütünü de anlarsınız. Öyle ise birbiriyle savaşan binlerce kişilik orduları ya da eylem yapan milyonlarca insanın davranışlarını çözümlemek için önce daha küçük kümelerin davranışlarını anlamaya çalışırız.

İnsanın birey ve toplum arasındaki geçişi, kendi çıkarı ve ait olduğunu düşündüğü grubun çıkarı arasında yaptığı seçimler ve bunları nelerin tetiklediği konusu benim her zaman ilgimi çekmiştir. Tek tek kişilerin davranışları ve tepkileri ile aynı kişilerin bir topluluk içerisindeki davranışlarının nasıl bu kadar farklı olabildiği, topluluğun ortak aklının nasıl bazen tamamen akılsızlık boyutuna varabildiğini anlamak, özellikle işi bu tür oluşumları yönetmek olan insanlar için, kaçınılmaz bir gerekliliktir. Şimdi gelin birlikte bu karmaşık düzeni biraz daha anlaşılır hale getirmeye ve kendimiz için yönetsel çıkarımlar yapmaya çalışalım:

Etkiyi ve Tepkiyi Anlamak


Etki tepki prensibi Newton'un üçüncü yasasıdır ve "Herhangi bir etkiye karşı mutlaka bir tepki oluşur ve bu tepki kuvveti her zaman etkiye eşit ve zıt yönlüdür" şeklinde özetlenebilir. Fizik alanında kesin doğru kabul edilen bu yasa konu insan olunca bir miktar farklılık gösterse de yine de geçerlidir.

Yapılan her etki duygusal boyutta bize bir kuvvet uygular. Ama insan bu etkiye çok değişik şekillerde karşılık verir. Kimi aynı şekilde geri yansıtır, kimi içine atarak biriktirir, kimi daha güçlü şekilde geri yansıtır, kimi ise dönüştürerek başka şekillerde dışarı atar. Ama içinize de atsanız, kısmen dışa da vursanız hayatta başınıza gelen her iyi ve kötü şey bir tortu bırakır ve birikimleriniz haline gelir.

Tepkilerimizi kontrol altına almak ve içsel nedenlerinin farkında olmak çoğu zaman önemlidir. Bazen karşınızdakilerin tepkilerini okumak ve altında yatan nedenleri anlamak da önem taşır.  Bu konuda yakın zamanda öğrendiğim güzel bir hikayeyi paylaşmak istedim:

En az iki zarf hazırlayın...


Muhtemelen iş hayatında 3-5 yıl geçiren herkesin başına gelmiştir. Bir pozisyonda görevli bir arkadaş ayrılır ve yerine gelen kişi, ilk dönemde yaşadığı ne kadar olumsuzluk varsa bir öncekine yıkar.

Bu şekilde bir süre idare edebilir ancak gidişatı ve elde edilen sonuçları hızla değiştirmezse bir öncekini suçlama kredisi de hızla tükenecektir.

İnternette gezerken bu konudaki güzel bir hikaye buldum:

Karakter testi


Evet bu tip testlerin güvenilirlikleri ve kapsamları biraz sıkıntılı olur. Ama aşağıda paylaşacağım hem sağlam ve güvenilir bir araştırma kurumu hem de test kapsamlı ve açıklayıcı. Üstelik hem test hem de sonuçlar Türkçe ve güzel bir çeviri ile çevrilmiş. Testi cevaplayıp 24 farklı karakter özelliğini sizdeki sırasına göre görüyorsunuz. Yani sizin karakterinizin en önemli belirleyicileri ilk 5 madde diyebiliriz. İşte benim ilk 5'im :

Umarım herkesin Problemleri vardır...



Siz istediğiniz sürece hayatta herşeyde problem vardır...

Ve siz istemediğiniz sürece, hayatta hiçbir şeyde problem yoktur.

Birinin yokluğunu hissetmeniz yanınızda var olmasını istediğiniz içindir; paranın, aşkın, ya da sağlığın eksik olduğunu düşünüyorsanız sizde daha fazla olması gerektiğini düşündüğünüz içindir.

Bu söylediklerimin benim deliliğimle de, bilgeliğimle de hiç alakası yok...

Basit matematik bu;

Denge meselesi




Uzun zamandır yazamıyorum.

Aslında yazacak tonla malzeme biriktiriyorum, ama yazamıyorum.

Son 7 aydır iş hayatımı benim için her yönüyle farklı olan bir pozisyonda geçiriyorum. Bu blogda da çokça yazdım çizdim şu konfor alanı meselesini ve ben o alanda durmayı hiç sevmem ama konfor alanımın epey bir dışına çıkmışım bu kez :) Bunun getirdiği mücadelenin ve sıkıntının her türlüsünün içinden geçiyorum bu bir, koyun cebe...

Doğduğundan beri bu coğrafyada yaşayan biri olarak kurtulmak için uğraş verdiğim, maalesef bizim yetiştirilme tarzımızda olan ezbercilik, düşünmeme, sorgulayamama gibi problemlerle hem kendi adıma hem çevremdekiler yönünden uğraşıyorum, bu iki; bunu da atalım cebe...

Paylaşın

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

S3